Elif
Sultan KALSEN
Şehit Düştüğü Tarih: 1 Nisan 2015
Şehit Düştüğü Yer: İstanbul
Doğduğu Tarih: 23 Haziran 1988
Doğduğu Yer: Dersim, Merkez Buğulu Köyü
Mezar Yeri: Pulluçayır Kopuzlar Merkez, Dersim
Elif Sultan Kalsen, 1 Nisan 2015'te Vatan Caddesi'de
bulunan İstanbul Emniyet Genel Mudurluğu binasına yonelik, yoldaşları Şafak ve Bahtiyar'ın hesabını sormak icin duzenlediği eylemde
vurularak şehit duştu.
Elif Sultan Kalsen, 23 Haziran 1988 Dersim,
Merkez Buğulu Köyü doğumlu... Dersimli, Kürt ve Alevi inancındandır. 19
Aralık Katliamında operasyonu durdurmak için feda eylemi yapan Fidan Kalsen’in amcasının kızıdır. Kocaeli Üniversitesi
Uluslararası İlişkiler bölümünde
okuyordu.
Elif Sultan devrimcilerin içinde büyüdü. Şehit akrabaları var. Devrimci
olmasında Dersimli olmasından Alevi olmasına, daha çocuk iken devrimciler ile
tanışmasına kadar birçok neden sayarken bunların en önemlilerinden birisinin
Fidan Kalsen olduğunu
söylemektedir.
2007-2010 yılları arasında Kocaeli Üniversitesi’nde okurken Kocaeli Gençlik
Derneği’nde devrimcilik yapmaya başladı.
Elif’in ilk öğretmeni Hasan Selim Gönen oldu. 2010 yılında İstanbul’da
çeşitli alanlarda görev yaptı.
2010 yılında Kocaeli Gençlik Derneği’nden
gözaltına alınıp tutuklandı. 2012 Haziran ayına kadar Bakırköy Hapishanesi’nde
tutsak kaldı.
Tahliye olduktan kısa bir süre sonra 2013 yılındaki 18 Ocak’ta kurumlarımıza
yönelik saldırılarda tekrar tutuklandı.
27 Mart 2014’te Bakırköy Hapishanesi’nden tahliye olduğunda “hareket benim
umudum, insanlığım, emeğim, hayatın anlamı, yaşamıma anlam katan, yaşam
sebebimdir. Hareket benim namusumdur, böyle bakıyorum. Hareket benim için
adalettir. Halkın yaşadığı tüm haksızlıkların, katliamları, dayatılan
onursuzlukların, kimliğinden, onurundan ayrı yaşamaya mecbur bırakılmanın,
açlığın, sevgisizliğin hesabını soracak tek güçtür. Halkın gücüdür. Güvendir,
insanlığın tüm erdemleridir.
Partim beni ben yapan, şekillendiren güçtür. Bu güzellikler için kendimi
tereddütsüz feda ederim” dedi.
Elif Sultan Kalsen’in tereddütsüzlüğünü
tüm Türkiye Taksim Meydanı’nda meydanları halkımıza yasaklayan halk
düşmanlarından hesap sorarken gördü. Vatan işkence merkezinde işkencecilerden
hesap sorarken gördü. Ve halkımız Cephe savaşçılarında Elif Sultan Kalsen’in feda ruhunu, tereddütsüzlüğünü
görmeye devam edecek. Ta ki, kurtuluşa kadar...
Elif Sultan Kalsen’in
Kürt Halkımıza Seslenişidir!
Ben bir Kürt kızı, Cephe Savaşçısıyım.
Amcamın kızı Fidan Kalsen tüm Türkiye halklarının
kurtuluşu için kendi canını feda etti... Onun halkı ve yoldaşları için bedenini
ateşe verirken iki eliyle zafer işareti yapan elleri tüm halkımızın
hafızalarındadır. Ne mutlu ki halkımızın böyle kahramanları var.
Faşist AKP iktidarıyla uzlaşarak asla çözüm gelmeyecektir. Gelinen süreç
çok açık değil mi? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kürt sorunu yoktur diyerek imha, inkâr ve
asimilasyon politikalarına geri dönmüştür. Yani “çözüm” denilen süreç Kürt
sorununun bu düzenle uzlaşarak mümkün olmadığını göstermektedir.
***
Kürt Halkının
Yiğit Kızı Elif Sultan Kalsen’den:
Partime Merhaba
Talebim onaylandığı ve
görevlendirildiğim için çok mutlu ve heyecanlıyım. Partimi tanıdığım ilk günden
beri bu coşkuyu, heyecanı taşıyorum. Parti’mle birlikte coşkum, savaşma
nedenlerim, bilincim daha da büyüdü. Her gün yeni şeyler öğrendim. Her gün
Parti’mle büyüdüm. Mutluluğu, adaleti herkes hak ediyor. Evet, herkes adaletli
bir dünyada özgür ve mutlu yaşamalı. Bunlar hayal değil. Partim’le
birlikte bunu gördüm. Adalet de, mutluluk da, özgürlük de bizim ellerimizde. Bu
mutluluk sadece bir kişinin mutluluğu değil, bir kişinin özgürlüğü değil. Biz,
herkes mutlu olduğunda, halklarımız özgür olduğunda mutlu ve özgür olabiliriz,
adalet herkes için olduğunda huzurlu olabiliriz. Bunlar için savaşmadan,
zorunluluklarımızı kavramadan hiçbirisini elde edemeyiz.
Adalet ve özgürlük için,
halklarımız, yoldaşlarımız için, insanlığımızı kazanmak, yaşadım diyebilmek
için kanımızın son damlasına kadar savaşmalıyız. Bunu Parti’mizden,
tarihimizden, şehitlerimizden öğrendim. Aslında öyle çok şey öğrendim ki
hepsini nasıl yazayım. Gerçek sevgiyi, insan beyninin ve yüreğinin ne büyük ve
güçlü olduğunu öğrendim. Emek, sevgi çok büyük şey. Herkesin birbirinin sırtına
basıp yükseldiği, ezip geçmeye çalıştığı ve bunun da insan doğası olarak
gösterildiği bir çağda insanların birbirlerini korumak için öldüğünü, kendinden
önce halkını, yoldaşlarını düşünebildiğini gördüm. Ve bunun kitap
kahramanlarının yaptığı efsanevi şeyler olmadığını gördüm. Erdemli ve sıradan,
yani olması gereken...
Biliyorsunuz Fidan Kalşen’in akrabasıyım.
14 yıl önce 19 Aralık Katliamı’nı tam olarak
anlayamasam da onurlu bir şeyler yaptıklarını, devrimci olduklarını biliyordum.
Kendini yakarak feda eylemini tam olarak anlayamıyordum, bir yandan da
sorguluyordum. Biraz zaman sonra ben olsam yapabilir miydim diye düşünmeye
başladım. Anlamaya çalışıyordum hatta bir kez banyoda suyu kaynar açıp nasıl
bir şey olduğunu anlamaya çalıştım. Çok zormuş gerçekten dedim. Nasıl
yapabilirler diye daha fazla düşündüm. İşte, eksik yanları Partim tamamladı,
örgütlü hayatımda bir Parti-Cephe’li olarak gördüm:
Çektiğin acı, ödediğin bedel, bunlar başına neler gelebileceği değil;
belirleyici olan senin neleri umut ettiğin, ne için, kimler için yaptığın. Bunu
bilince sonsuz güçlü oluyorsun. Halkımız, yoldaşlarımız, partimiz, şehitlerimiz
için savaşıyoruz. Gelecek için, sosyalizm için savaşıyoruz. Bu yolda ne
gerekirse onu yaparım ben de ‘bir canım var halkıma, yoldaşlarıma, vatanıma
feda olsun’ diyorum. Bu gücü bana partim, tarihimiz, haklılığımız verdi.
Bugün aklımdan geçen
şehitlerimize, partimize, yoldaşlarıma, halkıma layık olabilmek. Onlara layık
olacağım. Çok bedeller verdik, vereceğiz de ama biz kazanacağız. Ben de
tarihimizden, şehitlerimizden aldığım güçle bugünün bir parçası olacağım,
yarına güç taşıyanlardan olacağım. Bu benim için büyük bir onur.
Epeydir bekliyorum. Bu
zamanda yoldaşlarımın bana ne büyük güç verdiğini çok iyi anladım. Onları
düşünerek mutlu oldum. Neler yaptıklarını, sorunları nasıl çözdüklerini
düşünerek yanlarında oldum. Özgür Tutsaklarımızı düşündüm her gün, ben onlar
için dışardayım, onlar da yanımda dedim. Tüm yoldaşlarımı çok seviyorum ve
onlara sonsuz güveniyorum. Özgür Tutsaklarımızı ve tüm yoldaşlarımı sımsıkı
kucaklıyorum.
Hep birlikteyiz.
Parti okulu Dev-Genç...
Dev-Genç’te örgütlendiğim için ayrıca şanslı hissediyorum kendimi tabi. Bu bir
tesadüf değil, Dev-Genç’in gücüdür. Yeni insan okulu Dev-Genç’in. Öğrenci
olmaktan hep gurur duydum, Dev-Genç daha da büyüyor. Yüzler hep değişse de ruh
hep aynı.
Mahir Çayanlar’dan,
Hasan Selimler’e ve Berkinler’e
ruh aynı ruh. Yürek hep o dev yürek. Dev yüreklerinden öpüyorum.
Son olarak köyümün
mezarlığına gömülmek isterim. Mezar taşlarımızın yeni gençlere umut olacağını
umuyorum.
Diyeceklerim bu kadar. Sıra
eylemde, elimden geleni yapacağım.
***
Kürt Halkının
Yiğit Kızı Elif Sultan Kalsen’den
Aileme; Merhaba
Öncelikle sizi çok
sevdiğimi söyleyerek başlayayım. Sizi çok seviyorum. Yaşamayı da insanları da
çok seviyorum. Bu size son mektubum ama asla aranızdan ayrılmıyorum. Sizlere
arkadaşlarımı bırakıyorum. Yaşları isimleri hep değişecek ama onlar hep
olacaklar. Ben de onlarla geleceğim.
Böyle bir ülkede
savaşmaktan başka yolumuz yok. Bir düşünün. Görmediğimiz bir şey kaldı mı?
Katliamlar, infazlar, işkenceler, adaletsizlikler...
Ne kaldı görmediğimiz? Kerbela akıldadır hep. Zalimlik denince 38 katliamı vardır
ama artık her gün Kerbela’yı yaşıyoruz. Her gün bir
yerlerde katlediliyor insanlar. Diri diri yakılıyor, madenlerde ölüyor,
uyuşturucu bağımlısı yapılıp tüketiliyor. Bana ne deyip de oturamayız. Bana
dokunmuyorsa bin yaşasın diyemeyiz ki hepimize dokunuyor aslında.
Ben bana düşen insani
görevi yapıyorum. Bir devrimci olarak bunların değişmesinin zalimleri yok
etmenin adaletin savaşını veriyorum. Adaleti hep hukuktan beklediniz. Hukukun
kimin hukuku olduğunu görüyorsunuz değil mi? Kime adalet sağladığını görüyorsunuz.
Berkin’i vuranlar halkın katilleri yargılanmıyor, Rıza Sarraf’lar
aklanıyor, paraları faizleriyle iade ediliyor. Bunları görüyorsunuz değil mi?
Onların adaleti gerçekten mülkün temeli. Böyle bir sistemde adaleti halk
sağlayacak, biz sağlayacağız. Ben de önce adalet için savaşıyorum.
Üzülmeyin demeyeceğim,
faydasız olacak. Ama sadece üzülmeyin, öfkelenin. Görün bu gerçekleri. Çaresiz
değilsiniz, yalnız değilsiniz. Sizin de yapacağınız çok şey var...
Size uzun uzun şöyle böyle
diye yazmayacağım. Tek bir isteğim var. Arkadaşlarımla görüşün, bir bağ kurun,
bu bağı hiç koparmayın. Onlar sizin çocuklarınız. Tek isteğim bu.
Anne baba üzgün olacaksınız
biliyorum ama kimseye kızmamanızı, tepki göstermemenizi istiyorum.
Biliyorsunuz, ben hep inandığım şeyleri yaptım. Bir sorumlu aramayın.
Birilerini suçlamayın.
Cenaze törenim Cephe
geleneklerine göre olacak. Bu konuda arkadaşlarım size ne yapılması gerektiğini
söyleyecek. Onların söylediklerini yapın. Bu benim size vasiyetim. Bana
sevginiz ve saygınızla yaklaşın onlara.
Sizi çok seviyorum. Canım
kardeşim, kendine iyi bak.
(Bu mektuplar Bağımsızlık
Demokrasi Sosyalizm için Yürüyüş Dergisinin 19 Nisan 2015 tarihli, 465.
sayısında yayınlanmıştır.)
Hakkında
Daha Geniş Bilgi İçin...
Yoldaşları, yakınları Elif Sultan Kalsen’i
Anlatıyor: